Akıl Küpü (İddialı Adam)

Kahvaltı için kahvehaneye gitmeyi pek sevmem, ama davet edilirsem, kahvehanede menemen ve şekerli çayla karnımı doyurmaktan da geri kalmam.
Sabah, Ümit'in daveti üzerine, Bahç-e Cehannemâ’nın karşısındaki Hasan Ağa'nın kahvehanesine gittim. Kahvehanenin kendi adabı vardır. Herkes birbirine yakın oturur ve kimse kimseyle işi olmaz. Orada bir çeşit utanma ve saygı havası hâkimdir ve büyük-küçük ilişkilerine dikkat edilir.
Kahvaltıdan sonra vergi dairesine gitmem gerekiyordu, bu yüzden biraz acelem vardı. Menemen söyledik ve iki bardak şekerli çay. Kahvehane kalabalıktı. Vergi dosyamı masaya bıraktım. Yanımızda oturan orta yaşlı bir adam vardı. Önünde iki tabak ve birkaç boş bardak duruyordu. Kahvaltısını bitirmiş, şimdi de kahvaltı sonrası dinleniyordu. Dosyayı aldı, bir göz gezdirdi ve dedi ki: “Ah, ah, sen de vergi dairesine mi gidiyorsun? Öyle bir plan yaptım ki yüz yıl daha vergi benden uzak duracak.”
Bu tavrından hiç hoşlanmadım. Çok ciddi bir şekilde: "Evet." dedim ve oturdum. Ümit, devam etmememi işaret etti. Ümit’in cep telefonunun zili çaldı. Ümit bir bakış attı ve çağrıyı reddetti. Telefonu titreşim moduna aldı ve masaya koydu.
Yeni işinden bahsetmeye başladı. Dedim ki: "Ümitciğim, her şeyden önemlisi bir vergi danışmanına sahip olmaktır. Deneyimledim ki, eğer tecrübeli birini yanına alırsan, hem kendi hakkını bilirsin hem de görevini. Ne senin hakkın zayi olur, ne de devletin." Ümit’in telefonu titreşirken masa da sallanıyordu, ama Ümit pek aldırmadı.
Orta yaşlı adam, Ümit'in omzuna vurarak: "Kardeşim, şu zavallı telefon kendini öldürdü, ona cevap vermeyecek misin?" dedi. Ümit şaşkın bir ifadeyle adama baktı ve: "Hayır, evden arıyorlar, sonra onlara dönerim." dedi. Sinirle telefonu sessize aldı ve tekrar masaya koydu.
Hasan Ağa iki menemen getirdi. Adam, Hasan Ağa'ya dönerek: "Bu zavallılar, iki şekerli çay da istemişlerdi!" dedi. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Sessizce Ümit’e: "Ne adammış! Kendi işinden başka her şeye dikkat ediyor!" dedim. Ümit gülümseyerek: "Boş ver, vergi danışmanından bahset." dedi. Dedim ki: “Bak, bu süre zarfında vergi dairesine sık gidip geldim ve anladım ki birkaç çeşit vergi ödememiz gerekiyor; gelir vergisi, katma değer vergisi ve bazı işlemler ve devirler için diğer vergiler de var.
Devlet, petrolden çok vergi gelirine dayanmayı planladığı için yeni planlar yapıyorlar. Kapsamlı vergi reformuyla her şey elektronik olacak ve vergi dairesinin internet sitesinden yapılabilecek, muafiyet şartları da tamamen belirlenmiş ve düzenlenmiş, bu da adaletin temelini oluşturuyor. Yasalar hakkında yeterli bilgiye sahipseniz, bundan en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.” Ümit telefonunu eline aldı ve bu süre zarfında kimin aradığını görmek istedi.
Adam çok ciddi bir şekilde: “Evden sadece bir kez aradılar. Başka kimse aramadı, endişelenme. Ben dikkat ediyorum, sen konuşmaya devam et.” dedi. Karşımızda oturan birkaç genç, yüksek sesle güldü. Hasan Ağa iki şekerli çay getirdi ve adama dönerek: "Bay Akıl Küpü, bizi meraktan öldürdün! Gerçekten mi düşünüyorsun ki işlere karışmazsan dünya yerinde durmayacak mı?" dedi.
Ümit, adamın omzuna elini koyarak ayağa kalktı ve sessiz bir şekilde ona dedi ki: "Vergiden kaçmak demek, vatandaşı’nın hakkını çiğnemek demektir. Kalk da, cep telefonuma bakmak yerine, muhasebe defterlerine bir göz at. Beyannamelerin teslimi için bir ay daha var."

 

Yazar: Mehdi MirAzimi

 Bir Sayfa Kitap 

 

 

"Bu hikaye Türkçeye çevrildi ancak son düzenlemeleri yapılıyor ve yakında sunulacak. Daha fazla bilgi isterseniz bize mesaj bırakın ya da e-posta gönderin."



   نظرات
دیدگاه های ارسال شده توسط شما، پس از تایید مدیر سایت در وب سایت منتشر خواهد شد.
پیام هایی که حاوی تهمت یا افترا باشد منتشر نخواهد شد.
پیام هایی که به غیر از زبان فارسی یا غیر مرتبط با خبر باشد منتشر نخواهد شد.